Ödev Meselesini Tekrar Düşünmek: Veriye Dayalı Bir Kılavuz
Ödev tartışması özellikle K-12 evreninin süregelen bir rutini. Yüz yılı aşkın bir süredir ebeveynler, eğitimciler ve diğer reformcular ev ödevlerinin değerini sorgulamaktalar. 1900’lü yılların başlarına uzanan makalelerde dahi konunun şiddetli biçimde tartışıldığını görüyoruz. Dönemin Pulitzer ödüllü yazarı Edward Bok, ev ödevinin yaygın ve sistematik bir şekilde çocuklara zarar verdiğini düşündüğü için bunu “suç” olarak nitelendiriyor ve sorumluluğun ebeveynlerde olduğunu ima ediyordu: Ona göre ebeveynler bu duruma karşı çıkmadıkları için bu “suç” onların sessiz onayıyla gerçekleşmekteydi[1].

